24 Ocak 2013 Perşembe

Başlığı Sen Koy

Yazıp yazıp siliyorum. Nasıl anlatsam ya da ne anlatsam kestiremiyorum. Belki Bayan Mutsuz'dan bahsedebilirim biraz. Kendisi ile bugün tanıştık, kızı  Bayan Dikkateksikliği için gelmişti. Bayan Mutsuz oldukça güzel bir kadın, güçlü bir zırhı var; zırh diyorum zira az sonra senin de öğreneceğin gibi aslında sadece güçlüyMÜŞ gibi yapıyor. Bayan Dikkateksikliği daha önce psikiyatrik destek almış, ilaç kullanıyordu ve şikayetleri büyük ölçüde azalmış; ancak Bayan Mutsuz yine de tatmin değildi. Sürekli Bayan Dikkateksiliği ile ilgili memnuniyetsizliklerini dile getiriyordu; yer yer bu konuşmaları "Ama öyle değil..." diye bölen Bayan Dikkateksikliği'nin sesi kesiyordu. Belli ki Bayan Dikkateksikliği de annesinin eleştirilerinde abartı şeyler olduğunun farkında idi. İlk etapta Bayan Mutsuz'un obsesif bir kişiliği olduğunu ve bu yüzden Bayan Dikkateksikliği'ndeki düzelmeyi fark etmekte zorlanıyor olabileceğini düşündüm. Ama konuştukça durumun pek de düşündüğüm gibi olmadığını sezinledim. Sonra Bayan Dikkateksikliği'nden, Bayan Mutsuz'la bizi yalnız bırakmasını rica ettim. Bayan Dikkateksikliği'nin kapıyı kapatıp çıktığı anda, Bayan Mutsuz güçlülük zırhını ya da maskesini anında çıkardı ve ağlamaya başladı. Çıkıncaya kadar da hiç susmadı. Eşi, Bay Güvensiz'in kendisine ve çocuklarına yaptıklarından bahsetti; kendisini ne kadar güçsüz ve yaşamaya karşı isteksiz hissettiğini anlattı, hıçkırıklarının el verdiğince... Bay Güvensiz diyorum, zira en büyük korkusu güzel eşi Bayan Mutsuz tarafından terk edilmek; ancak bir yandan da -kendini gerçekleştiren kehanet misali- Bayan Mutsuz kendisini terk etsin diye her türlü zorluğu çıkarıyor.  Bay Güvensiz, ilk olarak Bayan Mutsuz'dan işini bırakmasını istemişti, bırakmazsa kendisinden ayrılacağını söylemişti. O zaman ilk çocukları üç yaşında imiş. Bayan Mutsuz çok sevdiği mesleğini Bay Güvensiz için bırakmış. Sonra üzerinden 10 yıldan fazla bir zaman geçmiş ve şimdilerde Bay Güvensiz her kafası attığında, Bayan Mutsuz'u çocukları ile beraber evden kovuyormuş. Bayan Mutsuz,  Bay Güvensiz'le sorun yaşamamak için evde ruh gibi yaşamaya başlamış. Bay Güvensiz istemiyor diye ailesi ve arkadaşları ile görüşmüyormuş. Mutsuzluğu ruhunun her zerresine işlemiş gibiydi, bir çıkış sadece bir kapı arıyordu. Ama labirentteki fare gibi yolunu bulamıyordu. Bay Güvensiz, Bayan Mutsuz'un elinden sadece yaşama sevincini değil, yaşama tutunma cesaretini de almış. Onu korkak ve kendisine bağımlı biri yapmıştı. Dinledim, vaktin el verdiğince öyküsünü dinledim. Peçete uzattım, güzel gözlerinden ardı sıra akan göz yaşları için... Süre dolmuştu. Tekrar buluşmak üzere randevulaştık. Bir sonraki görüşmeye Bay Güvensiz'in de gelmesini istedim. Eminim ki Bay Güvensiz'in de derininde çok büyük travmalar var. Belki Bay Güvensiz'in kişisel tarihine sondaj yaparsam, yapbozun diğer parçaları kendiliğinden yerine oturur. Boylece ailenin geriye kalan üç ferdinin de hayatına kendiliğinden bir sihirli değnek dokunmuş olur umarım... Tanrım, başkalarına yardım edebilmem için bana yardım et lütfen. Bu arada ben bu düşüncelerle randevu tarihini verip Bayan Mutsuz'u uğurlarken, kapıyı açtığı andan itibaren Bayan Mutsuz'un çok hızlı bir şekilde yeniden güçlülük zırhını giydiğini gördüm. Dış dünyadan çok korkuyor olmalı... Gülümsedim, "hoşça"kalın dedim...
Yan masa servisimiz efen'im;

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder